4 Ağustos 2013 Pazar

Dursunbey Suçıktı Mesire Yeri

Dursunbey'de bulunan bu güzel ve şirin mesire yeri Balıkesir'den geçenlerin tadını sürmesi gereken kesinlikle uğramadan geçmemeleri gereken bir yer.Burada sizi müthiş bir manzara kuş ve su sesleri karşılıyor.Bu seslerin arasında kişi kendini çok rahat bir ortamda hissediyor ve hayatın zorluklarından kısa bir süreliğine de olsa uzaklaşmış kafasını dinlemiş oluyor.Alabalığının lezzeti ise anlatılmaz yaşanır.

23 Ocak 2011 Pazar

YERYÜZÜNDEKİ ÇUKURLAR

Dünya'daki büyük çukurlar

Özbek'ler buna "cehenneme açılan kapı" diyor.Özbekistan'ın Darvaz kasabasındaki çukur 35 yıldır yanıyor.Gidip görülmesi gereken biryer.

Kimberley(Güney Afrika) da bulunan çukurun diğerlerinden bir farkı var.Bu çukur insan eliyle yapılmış en büyük çukur olma özelliğini taşıyor.Elmas çıkarmak için kazılan bu çukurda 1866’dan 1914’e kadar 50 bin madenci kazma kürekle çalışarak bu devasa çukurdan tam 2.722 kg elmas çıkarttı.

Monticello Barajı, Kaliforniya’daki Napa County’de bir baraj. Bu barajın içinde ise en çok dikkat çeken, saniyede 1370 metre küplük bu taşma oluğu.

Büyük Mavi Çukur, Orta Amerika ülkelerinden Belize kıyıları açıklarında bir yeraltı çukuru. Bir kireçtaşı mağarası olarak, son buzul çağı boyunca şekillendiği düşünülen çukur, 300 metre çapında ve 120 metre derinliğinde.

Büyük Mavi Çukur, Orta Amerika ülkelerinden Belize kıyıları açıklarında bir yeraltı çukuru. Bir kireçtaşı mağarası olarak, son buzul çağı boyunca şekillendiği düşünülen çukur, 300 metre çapında ve 120 metre derinliğinde.
Mirny Elmas Madeni 525 m derinliğinde ve 1200 metrelik bir çapa sahip. Dünyanın ilk ve en geniş elmas madenlerinden biriydi. Fakat şuanda faaliyet göstermiyor.
Kanada'nın kuzeybatısında yer alan Diavik Madei'nden her yıl 8 milyon karat ya da 1600 kg elmas çıkartılıyor.
90 metre genişliğindeki bu lağım çukuru,2007 'de birçok evi içine çekti.Bu çukura yağışlara ve yeraltı kanalizasyon sisteminin kabarması neden oldu.

Udachnaya Pipe, Rusya’daki bir elmas madeni. Madenin sahipleri, faaliyetleri 2010 yılında durdurmak istiyorlar. 1955 yılında keşfedilen maden, 600 metre derinliğe sahip.

22 Ocak 2011 Cumartesi

KONYA YERKÖPRÜ ŞELALESİ

Konya'dan Karaman yönünde ovada uzanan ip gibi düz ve geniş yoldan, Hadim tabelasına kadar geliyorsunuz. Hadim'e gelmeden Aladağ'a doğru 29 km devam ederek çevreye uyumlu toprak renkli evleriyle göze batan Yağcılar'dan 7 km sonra, Bademli'ye ve Şelale'ye ulaşılıyor.

Araçtan inip su sesine doğru yürüdüğünüzde bu harika yere ulaşıyoruz.Burada mağaralar,yöreye özgü bitkiler,kireçtaşı havuzlar ve muhteşem bir manzara karşısında buluyoruz.
Coşarak akan suların sesi bütün yorgunluğunuzu üzerinizden alıyor.Kesinlikle gidilmesi ve gezilmesi gereken bir yer.
Ayrıca yerköprü şelalesinin çevresinde yüzme alanı içinde birçok yer bulunmakta.Elektrik üretim şantiyesinin orada bulunan küçük çapta bir plajda çok fazla ilgi çekmekte.Göksu nehrinin o saf ve dibi rahatlıkla görülen suyuda ziyaretçinin fazla olmasının bir başka sebebi.Fakat burada tek sıkıntı ise çevre temizliğinin iyi biçimde yapılmaması ve bunun sıkıntı yaratması


ERZİNCAN/ÇAĞLAYAN GİRLEVİK ŞELALESİ

Girlevik şelalesi Erzincan'ın doğa harikası mekanlarından biri.Piknik alanıda olan şelaleye halk yoğun ilgi gösteriyor.


Girlevik Şelalesi; Erzincan ilinin güneydoğusunda, merkeze yaklaşık 30 km. uzaklıkta bulunan Çağlayan mevkiindedir. Şelale, Çağlayan Beldesine 3 km. uzaklıkta Girlevik köyündedir. Şelale Erzincan’ın en güzel yerlerinden biridir. Doğal güzellikleri, bitki örtüsü, suyu, dinlenme açısından önemli bir mesire yeridir. Şelalenin suyu, Kalecik Köyüne 1 km. uzaklıkta sarp kayalar içinden ve 9 ayrı yerden kaynar, yeşillik bir dere yatağını takip ederek şelaleye ulaşır. Şelalenin yüksekliği 30-40 m. civarında ve 3 kademeli ve yöreye özgü taştan oluşmaktadır. Şelalenin çevresi ağaçlıktır, özellikle yaz aylarında mesire yeri olarak büyük ilgi görmektedir. Kışın şelale suyun donmasıyla oluşan sarkıtlardan buzul tırmanışı, yazın soğuk sularında serinleme imkanı vardır.

BOLU/GÖLCÜK

GENEL:
Evet, herhangi bir nedenle Bolu istikametine gittiğinizde veya Ankara’dan bir hafta sonu, muhteşem bir tabiat manzarası ve çam ağaçları ile kaplı bir yerde bulunmak isterseniz, kısa sürede, yani iki-iki buçuk saat civarında gidebileceğiniz bir yer ararsanız, Gölcük ideal. Bu güzelliği: kışın’da yaşayabilirsiniz. Karlar üzerinde, mangal yakabilirsiniz. Belki de, göl’ün buz tutmuş yüzeyini görebileceksiniz ama kesinlikle, bu buz tabakasına üstüne çıkmaya kalkmayın, gözümüzün önünde, bu buz tabakasının kırılması ile gölün sularında kaybolan insanları gördük. Küçük keyfler, ızdırap haline gelmemeli.

Yanlız bilmelisiniz ki, Gölcük hafta sonları ve tatil günlerinde çok yoğun. Bolu halki yanında, çevre yerleşim yerlerinden gelen yoğun bir insan trafiği var, yani bunu göze almanız gerek. Kalabalık.


ULAŞIM:
Ankara yönünden otobana girdiğinizde, yaklaşık 125 km. sonra, Bolu-Doğu şehir girişinde, sağınızda Çimento Fabrikasını gördükten bir süre sonra çıkın. Normal karayolundan, yaklaşık 10 km. sonra Bolu şehir içine girin. Karacasu istikametinde ilerleyin, Gölcük-Seben-Kıbrıscık tabelalarını takip ederek, asfalt yanlız oldukça dik ve virajlı bir yoldan ilerleyerek, 15 km. sonra Gölcük’e varacaksınız. Yanlız dikkat, yol asfalt olmasına rağmen, çok dik ve virajlı. Her ne kadar, Gölcük çevresinde yapılaşmaya izin verilmese de, yol üzerinde büyük miktarda yapılı konut olduğunu ve ormanın nasıl işgal edildiğini göreceksiniz. Bunun yanında, örneğin kuşburnu tadını sever iseniz, yol kenarlarından toplayabilirsiniz. Ayrıca; çıkışta solda, inerken sağda, bir çeşme göreceksiniz. Buradan, Bolu’nun meşhur kökez suyu akmakta, mutlaka tadın ve hatta yanınızda var ise, mevcut kaplarınızı da doldurun, bu suyun tadı muhteşem, doyamassınız.
Göle vardığınızda, aracınızı otoparka bırakmanız gerekiyor, giriş ücretli. Göl çevresinde araç ile dolaşmak veya park etmek mümkün değil.
Buranın yakın çevresinde konaklama şansı da yok. Buraya gelmeden önce, konaklama yerinizi mutlaka ayarlamanız şart. Burada çadır kurma gibi bir düşünceniz var ise, kesinlikle tavsiye etmiyorum, özellikle akşamları serin, tercih sizin.

GENEL:
Bu göl; Bolu Orman İşletmesinin yaptığı suni bir göl. Tamamen doğal gibi gözükmesine rağmen, suni. Yapılış amacı: gölün alt kısmında bulunan ormanlık alanda herhangi bir yangın tehlikesine karşı önlem. Gölün çevresi; çam ve köknar ağaçları ile kaplı, ormanlık bir alan. Bu alanda; yaban hayatı süregelmekte. Gölün deniz seviyesinden yüksekliği; 950 metre. Dediğim gibi yapay bir göl. Bir zamanlar, bu göl üzerinde, gölün yüzeyini tamamen kaplayan bir yosun türü gelişmiş, çeşitli önlemler alınarak engellenemeyince, göl suları tamamen tahliye edilip, gölün zemini temizlenmiş. Zemine çakıl taşları döşenmiş ve yeniden su tutularak, göl eski seviyesine getirilmiş. Gölün bir tahliye kapağı var, yürüyüş parkuru üzerinde, dikkat ederseniz görebilirsiniz.
Ayrıca; hava durumuna bağlı olarak, bazen çok kısa sürede muhteşem bir sis çökmekte. Bu anlarda, göz gözü görmüyor, ama sis fazla kalmadan yine hızla çekiliyor.
Buranın en büyük özelliği; her türlü resim ve çekimde görülen, ahşap bir yapı. Özellikle, bu yapının su yüzeyine yansıyan görüntüsü muhteşem. Burası; Orman Bakanlığına ait bir misafirhane. Ama yanlızca bürokratların kalması mümkün.
Göl çevresini çepe çevre dolaşan patikada mutlaka yürüyüş yapmalısınız. 1350 metre uzunluğunda. Yürüyerek rahatlıkla gezilebiliyor. Özellikle, Misafirhanenin arka bölümündeki parkurda, orman içinden gelen suların sesini duyunca, orman havasının güzelliğini teneffüs edince, tam anlamı ile tabiatın tüm güzelliklerini hissedeceksiniz. Bazen ve özellikle, sabah erken ve akşam gün batımından sonra, orman içinden yükselen yaban hayatı canlılarının seslerini duyacak, hem ürkecek, hem de keyf alacaksınız. Çünkü, belki de, daha önce hiç duymadığınız sesler bunlar. Bu arada, yürüyüş yaparken orman içinde fazla ilerlemeyin, çünkü tam bir güvenliğin mümkün olmadığını düşünüyorum. Yürüyüş parkurunda ve piknik alanlarında bulunmanızda yarar var.
Yürüyüş yaptınız, yoruldunuz, aslında o kadar güzel bir manzara var ki, gerçekten yorulmayacaksınız. Yine de, bol miktarda ağaç piknik masası ve oturma yeri var. Yanınızda piknik malzemesi getirdi iseniz, bu masaları kullanarak harika bir piknik yapabilirsiniz. Hayır, herhangi bir malzemeniz yoksa, gölün hemen girişindeki kır gazinosundan yararlanabilirsiniz. Burada, gerek yemek ve gerekse çay vs. gibi içecekler var. Yemek olarak ne tavsiye edebilirim, sizin aklınıza sanırım alabalık geliyor. Ama bilin ki, burada size sunulan alabalık, bölgede bolca bulunan alabalık çiftliklerinden gelen balık, yani doğal ortamda yetişen alabalık yeme şansınız yok. Ayrıca, balık tutma merakınız varsa, gölde değişik bir tür balık var. Bunun yöresel adı, hollanda sarısı. Özelliği ise, sudan çıktıktan uzun zaman sonra bile, canlı kalabilmesi, yani dayanıklı bir balık. Yanlız, çok kılçıklı ve lezzetli değil. Avlanmak mümkün. Orman İşletme görevlilerine belli bir ücret ödemeniz karşılığında balık tutabiliyorsunuz, ama dedim ya çıkan balık pek makbul değil, tercih sizin.
Kışın, işte buranın yazı da güzel, kışı da güzel. Kışın 40 cm. civarında kar birikiyor. Gölün yüzeyi, çoğu zaman buzlu. Ama, buraya ait anlatılan hikayelerin çoğunluğu: bu buz tutmuş göl yüzeyinde, özellikle heyecan arayan gençlerin, buz zeminin kırılması sonucu suya düşmeleri, bazen kurtulmaları ama çoğu kez kurtulamamaları üzerine. Lütfen dikkat, göl yüzeyindeki buz tabakaya güvenmeyin, aksi halde buz kırıldığında düşebileceğiniz göl sularından kurtulma şansınız çok küçük.


İşte böyle, Bolu’da Abant ve Yedigöller yanında, Gölcükün de kendisine has bir güzelliği var. Buralardan geçerseniz mutlaka uğrayın. Büyük şehrin kalabalık yaşantısından bıktı iseniz, küçük bir kaçamak ihtiyacınız varsa, kısa zamanda ulaşabileceğiniz muhteşem bir tabiat ve manzara sizi bekliyor Gölcük’de.

RİZE ÇAYELİ/AĞARAN ŞELALESİ

Şehir merkezinin yoğunluğundan uzaklaşıp haftasonu tatilini iyi bir şekilde geçirip temiz hava almak isteyenler için süper bir yer.
Rize merkeze 30,çayeli ilçesine ise 12 km. uzaklıkta.Şelale için tanıtım çalışmaları yapılmakta ve bunun için bir dernekte kurulmuş durumda.

Ağaran Şelalesi, yüksek, dik ve yalçın bir kaya kütlesinden suyun köpürerek beyaz renkte akması sebebiyle bu adı almıştır. Suyun bol olduğu zamanlarda, Şelaleden karşıya doğru, bir çiğ tabakası rüzgarla birlikte hareket eder ve karşıdaki şimşir dallarını hareketlendirir. Yağmurlu havalarda, bir ucu Şelalede olan gökkuşağını görme zevkini de tadabilirsiniz. Yüksekten akan Şelale, suyun indiği yere çarparak oluşturduğu bir göle dökülür. Isırlık kolu ile birleştikleri yerden yukarıya doğru 50 metre kadar taştan taşa atlayarak gitme beceriniz varsa, Şelalenin tam altına gitme şansınız olacak demektir. Hava ne kadar sıcak olursa olsun, orada serinleyeceğinizden eminim.


Ağaran ve Isırlık kollarının birleştikleri yerden sonra, dere yatağı giderek küçük şelaleler yaparak alçalır. Yukarıdan aşağıya doğru dere yatağını takip ederek gitme imkanını artık bulamazsınız. İlk geldiğiniz yola dönerek karadan aşağıya gitmeniz ve aşağıdan yukarıya dere yatağına girmeniz gerekiyor. Bunu yaparsanız dere yatağının alçaldığı yerde yaptığı küçük şelale ile büyük Ağaran şelalesini aynı manzaranın unsurları olarak görme zevkini yaşayabilirsiniz. Her üç dere kolu üzerinde ve bunların birleşmeleri ile meydana gelen Şairler deresi üzerinde; istediğiniz yerde piknik yapma imkanı, bu bölgeyi önemli bir mesire yeri durumuna getirmektedir. Çayeli'ne ve Rize merkeze bu kadar yakın ve bu kadar güzel başka bir mesire yeri yoktur. Eksiği ise burada hiçbir tesisin ve altyapının bulunmamasıdır.

19 Ocak 2011 Çarşamba

Kaplıca Cenneti Balıkesir

Edremit-Güre Kaplıcası
Edremit'e 12 Akçay'a ise 3 km. uzaklıktadır.Kaplıca ve şifalı su kaynaklarına Romalılar’ın çok değer verdiği bilinmekte. Mermer kabartmalara bakıldığında, kaplıcanın antik çağlardan beri kullanıldığı anlaşılıyor. Kaplıcadaki 10 günlük kürlere devam edenler kaplıca suyunun bazı kadın hastalıklarına, müzmin romatizmalar, cilt hastalıkları, guatr, kireçlenme, sedef, böbrek taşı, kumları ile karaciğer rahatsızlıklarına iyi geldiğini belirtiyorlar. 

Bostancı – Entur Kaplıcaları: 
Burhaniye’nin Edremit çıkışında ve Burhaniye’ye 10 km uzaklıkta son derece modern tesislerdir. Ortalama 51derece sıcaklıktaki yıkanma suyu Romatizma, siyatik, lumbago ve kadın hastalıklarına iyi gelmektedir. Burhaniye-Edremit yol ayrımında olduğundan ulaşım kolaydır.
Edremit – Derman Kaplıcası: 
Edremit ilçesine 3,5 km uzaklıkta olan kaplıca tesisinde 21 adet küvetli odada banyo imkanı mevcuttur. Kaplıca suyu çeşitli kadın hastalıklarına, romatizmaya ve içilmek suretiyle böbrek taşı rahatsızlıklarına iyi gelmektedir.
Ilıca-Termal Kaplıcaları:
Balıkesir'in balya İlçesinin Ilıca beldesinde bulunan kaplıcalar Balıkesir'e 50 Balya ilçesine 30 km. uzaklıktadır.Burada bulunan tesislerde duble ya da tek olmak üzere odalar bulunmaktadır.
Bigadiç-Hisarköy Kaplıcaları
Bigadiç ilçesine 18 km uzaklıktadir.

Kaplıcanın iptidai şekilde 27 oda 8 banyosu bulunuyorken, İl Özel İdaresinin girişimleri ile modern bir banyo inşa edilmiş, 1991 yılında hizmete açılmıştır.
Bu kaplıcanın bulunduğu bölgede eski ve pek büyük bir şehrin Roma ve Bizans dönemi harabeleri mevcuttur. Kaplıcanın suları romatizma, deri ve kadın hastalıklarında, kükürtlü, çelikli termal sular, mide ağırsak hastalıklarında, hazımsızlıkta ise acı su ve karbonlu su kullanılır. Buranın suları banyo olarak kullanıldığı gibi içme olarak da kullanılır. Ayrıca çamur tatbikatı da vardır.
Gönen Kaplıcaları
Gönen ilçesi merkezindedir. Kaplıcanın bulunduğu yer 600m2’lik bir alanı kaplar. Suyun sıcaklığı yüksek olduğundan, banyo için açık havuzlarda soğutulmuş su kullanılır. Kaplıca suları en çok sodyum sülfat ve sodyum bikarbonat taşır. Banyo kürleriyle her çeşit romatizma, kadın hastalıkları, felç, sinirsel ve ruhsal hastalıklar, içme kürleriyle karaciğer ve safra yolları hastalıklarında etkin şifa sağlar
Gönen İlçesinde bulunan kaplıcanın çok eski bir tarihi vardır. Gönen Kaplıcası, Mısırlılar, Romalılar ve Bizanslılar zamanında işletilmiş ve o tarihlerde büyük bir şöhrete sahip olmuştur. Kaplıca yöresindeki kazılarda termalizm ile ilgili tarihi eserler çıkarılmıştır. Bu tarihi eserler kaplıca müzesinde saklanmaktadır.

Kaplıca Gönen ilçesinin içindedir ve bütün yıl çalışmaktadır. Tedavide kaplıca suyunun şifa veren bütün özelliklerinden yararlanilmasi bakimindan Gönen Kaplicalari eşsiz bir doga harikasidir. Doga, Gönen Kaplica sularina 275 metre derinlikte kaptaj yapmiş, atmosfer sularindan ayirmiştir. Bu durum kaplica suyunun dünyada pek az rastlanir bir şekilde yani saf, temiz, bozulmamiş ve özelliklerini yitirmemiş olarak elde edilmesini saglar.

Suyun sıcaklığı 73C’dir. Gönen Kaplıca sularından hem banyo yapılarak hem de içmek suretiyle yararlanılmaktadır. Su buharının solunması müzmin üst ve alt solunum yolları iltihaplarının; mineralli suyun içilmesi ile mide ve onikiparmak ülseri, hazımsızlık, safra kesesi tembelliği, kalın bağırsak spazmlarının; banyo uygulamaları her çeşit romatizma, kireçlenme, ruhsal sıkıntının neden olduğu ağrı ve huzursuzluk, kadın hastalıkları, karın ameliyatları ve ortopedik ameliyat sonrası nekahat dönemleri tedavisinde yararlıdır.

Gönen kaplıcalarında ulaşım, konaklama, alışveriş gibi her türlü imkan vardır.
Pamukçu Kaplıcaları
Balıkesir-İzmir karayolunun 14. kilometresinde yeralan Pamukçu kaplıcaları şifalı sularında sağlıkla dinleneceğiniz, size dört dörtlük bir kaplıca keyfini de sunacak bir adres. Kaplıcalarının 67 dereceyi bulan sıcaklığı sodyum sülfat, klor, flor ve çelik içeriyor. Bu şifalı sular cilt hastalıklığı, romatizma, kadın hastalığı, ameliyat sonrası rehabiltasyon, stres, bel v sırt ağrılarına çok iyi gelmektedir. Günde içilecek 2 bardak termal su, bağırsak parazitine karşı bünyeyi korur, böbrek taşlarının parçalanıp düşmesine yardımcı olur.
Ayrıca Pamukçu termal otel'de (5 yıldızlı) nezih bir ortamı ziyaretçilerine sunmaktadır.
Balpaş Termal Tesisleri

Balıkesir'e 10km uzaklıkta, Balıkesir-İzmir karayoluna 500metre mesafede bulunmaktadır.

Termal Kompleks 77.000 metrekare bir arsanın üzerinde inşa edilmektedir. Kür oteli, Kür merkezi ve günübirlik tesisleri olmak üzere yaklaşık toplam inşaat alanı 11.500 metrekaredir.

Toplam inşaat alanı 7.250 metrekare olan otelin inşaatına başlanmıştır. Bina dört yıldızlı ve 193 yatak kapasiteli olup, 6 katlıdır. 200 ve 300 kişilik olmak üzere, hareketli bölmeler ile ayrılmış ve iki bölümden oluşan klimalı restoran çok maksatlı kullanıma imkan verecektir. Restoran'ın yaz mevsimi için bahçe içinde olan açık teras kısmı da vardır. Oteldeki banyolarda termal su ve özel havalandırma sistemi olacaktır. Kür merkezinde ise özel banyoları, fizik tedavi birimleri, sualtı masajları, Türk hamamı, jimnastik salonu, çamur kürü, doktor ve hemşire odaları, laboratuvarları  bulunmaktadır.

Balpaş Termal Tesislerinde, Pamukçu termal suyunun faydalı olduğu hastalıklar tedavi edilecektir.
Balıkesir kaplıca